/* Masal Title */

image

Ay Işığında Macera: Mırmır ile Hardal'ın Sırrı

Bir varmış bir yokmuş… Uzaklardaki yemyeşil ormanların, serin dağların ve çiçek kokulu bahçelerin arasında, Minik Patiler Kasabası adında şirin mi şirin bir yer varmış. Bu kasabada herkes huzur içinde yaşar, güneş doğarken uyanır, ay ışığında tatlı uykulara dalarmış. Ama bu kasabada iki özel kedi varmış: Mırmır ve Hardal.

Mırmır, simsiyah tüyleriyle geceye karışmayı çok severmiş. Sessizce yürür, yıldızlara bakarak mırıldanırmış. Hardal ise gri-beyaz tüyleriyle ay ışığında parıldar, maceralara atılmayı çok severmiş. En sevdikleri şey ise çatıya tırmanıp birlikte dolunayı izlemekmiş.

Bir gece, gökyüzü pırıl pırıl yıldızlarla dolmuş, kocaman bir dolunay kasabayı gümüş rengine boyamış. Mırmır ve Hardal, çatıya tırmanıp yan yana oturmuşlar. O sırada, ayın tam ortasında parlayan küçük bir ışık fark etmişler. Işık, bir anda hareket etmeye başlamış ve sanki onlara göz kırpmış!

Hardal heyecanla,

— Mırmır! Gördün mü? Ay bize göz kırptı! Bu bir işaret olabilir! demiş.

Mırmır başını sallamış.

— Belki de ayda gizli bir hazine vardır. Belki de bizden yardım istiyor!

İkisi de çok heyecanlanmış. Ertesi sabah güneş doğmadan, sırt çantalarına biraz mama, bir ip topu ve en sevdikleri yastığı koyup, macera için yola çıkmaya karar vermişler.

İlk durakları, Bilge Baykuş'un yaşadığı Kadim Meşe Ağacı'ymış. Baykuş, geceleri gökyüzünü izler, gök cisimlerini çok iyi bilirmiş.

— Ayın ışığı sizden bir şey istemiş olabilir, demiş Bilge Baykuş, ama oraya gitmek için Ay Merdiveni'ni bulmalısınız.

— Ay Merdiveni mi? O da ne? diye sormuş Mırmır.

Baykuş gülümsemiş.

— Efsaneye göre, her bin yılda bir, dolunay gecesinde dağların ardındaki Gümüş Şelale'den bir merdiven çıkar, göğe kadar uzanırmış. Ama sadece cesur ve iyi kalpli olanlar bu merdiveni görebilirmiş.

Mırmır ve Hardal, hiç düşünmeden yola koyulmuş. Ormanları, tepeleri aşmış, nihayet Gümüş Şelale'ye ulaşmışlar. Tam dolunay gökyüzünde yükselirken, şelaleden parlayan bir ışık göğe doğru yükselmiş ve sihirli merdiven belirivermiş.

İki kedi, gözlerini kamaştıran merdiveni tırmanmaya başlamış. Bulutların arasından geçerken, kuşlarla selamlaşmış, yıldızlarla sohbet etmişler. Derken, ayın yüzeyine varmışlar.

Orada onları minik ay tavşanları karşılamış. Tavşanların başı olan Parıltı, onlara şöyle demiş:

— Sizi uzun zamandır bekliyorduk. Ayın ışığı zayıflıyor ve yalnızca sevgi dolu iki yürek onu yeniden parlatabilir.

Mırmır ve Hardal, ayın kalbine götürülmüş. Ay kalbi, solgun bir taş gibiymiş. Kedicikler yan yana oturup, mırıldanmaya başlamış. Bu öyle tatlı bir melodiymiş ki ay kalbi parlamaya, ışık saçmaya başlamış. Ay, yeniden gökyüzünü aydınlatmış.

Ay tavşanları onlara teşekkür etmiş ve birer parıltı taşı hediye etmiş. Bu taşlar, geceleri parlayacak ve her zaman yollarını bulmalarına yardım edecekmiş.

Mırmır ve Hardal, merdivenden dönüp kasabalarına geri dönmüşler. O günden sonra, her dolunay gecesi yine çatıya tırmanıp, gökyüzüne bakarlarmış. Çünkü gökyüzünde parlayan her yıldız, onların kalbindeki macera ateşini hep hatırlatırmış.

Ve masal burada biterken, Mırmır ve Hardal hâlâ oradalar… Belki de bir sonraki dolunayda seni de maceraya davet ederler, kim bilir?

SON

Masal Görseli
Kullanıcılar bu masalı da beğendi:

Çocuklara Masal