Güneş Ülkesi'ne Yolculuk
Uzak diyarlarda, yemyeşil tepelerin ve çiçek tarlalarının arasında saklı, huzurlu bir orman vardı. Bu ormanda, birbirinden farklı ama kalpleri aynı güzellikte hayvanlar yaşardı: Bilge Ayı Bobo, cesur Tilki Mina, meraklı Kirpi Piko, sevimli tavşan kardeşler Pof ve Pif, zarif Geyik Lila, heybetli Geyik Kral Toprak ve neşeli Kuş Cikcik.
Bir sabah, ormanın üzerinden kocaman altın bir güneş doğdu. Ama bu güneş, diğer günlerden farklıydı. Çünkü ışığı, gökyüzünde bir yol çizmişti! Işık yolunun başladığı yerde altın rengi çiçekler açıyor, kuşlar mutlulukla şarkılar söylüyordu.
Kirpi Piko ilk fark eden oldu. Tüylerini kabartarak heyecanla bağırdı:
— Bakın! Güneş bir yol açmış! Bu bir işaret olmalı!
Bobo sakince başını salladı:
— Efsane doğruysa, bu yol Güneş Ülkesi'ne gidiyor olabilir. Orası kalplerinde iyilik taşıyanların dileklerinin gerçekleştiği yermiş.
Herkes birbirine baktı. Kalpleri kıpır kıpır oldu. Hep birlikte karar verdiler: Güneş Yolunu takip edecek, Güneş Ülkesi'ni bulacaklardı.
Ertesi sabah, Bobo sırtına küçük bir torba aldı, Mina kuyruğunu dikleştirdi, tavşan kardeşler zıplayarak öne geçti, Geyik Kral gururla ilerledi, Lila zarif adımlarla yürüdü ve Kuş Cikcik havalanıp grubun üstünde uçarak rehber oldu.
İlk durakları Gök Rüzgârı Vadisi'ydi. Burada rüzgâr o kadar hızlı esiyordu ki, Pif uçmak üzereydi! Neyse ki Mina, Pif'in kulağından yakalayıp onu yere indirdi.
— Birbirimize göz kulak olmalıyız, dedi Mina. Yoksa Güneş Ülkesi hayal olur.
İlerlediklerinde karşılarına Parıltılı Gölet çıktı. Göletin üstü ışıl ışıldı ama geçmek için yol yoktu.
— Ben geçerim! dedi Pof, ve zıplayarak bir nilüfer yaprağına atladı. Ama yaprak daldı ve Pof "çırp!" diye suya düştü.
Bobo hemen elini uzattı ve Pof'u kurtardı. Ardından Kirpi Piko düşündü, düşündü ve bir çözüm buldu:
— Taşları ve kütükleri sırayla yerleştirirsek bir köprü yaparız!
Hep birlikte çalıştılar, sonunda göleti geçtiler.
Yolculuk ilerledikçe, orman değişmeye başladı. Ağaçlar altın yapraklarla süslenmişti. Geyik Lila hayranlıkla:
— Bu kesin Güneş Ülkesi'ne çok yaklaştığımızı gösteriyor, dedi.
Tam o anda, gökyüzü aniden bulutlandı. Karanlık bir gölge üzerlerine düştü. Güneş ışığını kapatan devasa bir bulut canavarı belirmişti!
— Dönün! Bu yol size göre değil! diye gürledi canavar.
Ama Bobo ileri çıktı ve kalbindeki cesaretle konuştu:
— Biz arkadaşız. Birlikte ilerliyoruz. Kalplerimiz ışıkla dolu. Hiçbir karanlık bizi durduramaz!
Herkes bir adım öne çıktı. Tilki Mina zekice etrafı inceledi, Tavşan Pif gölgeyi yanıltacak bir plan yaptı, Kuş Cikcik yüksekten güneş ışığını getirmek için uçtu. Hep birlikte, karanlığı dağıttılar.
Sonunda, ışık yolu tekrar belirdi. Önlerinde kocaman altın kapılar açıldı. Kapının üstünde şunlar yazıyordu:
"Gerçek arkadaşlık ve sevgiyle gelenler, hoş geldiniz."
Kapılar açıldığında, içeri altın çiçeklerin, ışıltılı göllerin, dans eden kuşların olduğu büyüleyici bir diyar çıktı. Orada herkesin dileği gerçek oluyordu.
Kirpi Piko, cesaret diledi ve artık kendi başına yeni yerler keşfedebiliyordu.
Tavşan kardeşler Pof ve Pif, zıplarken hiç yorulmamayı diledi, ve gerçekten gün boyu oynadılar.
Tilki Mina, ailesinin her zaman yanında olmasını diledi. Rüzgarla birlikte annesinin sesi kulağına fısıldadı.
Bobo ise sadece bir dilek tuttu:
— Arkadaşlarım her zaman mutlu olsun.
Ve öyle de oldu.
Güneş Ülkesi'nde geçirilen zaman unutulmazdı. Ama sonunda herkes ormana dönmeye karar verdi. Çünkü birlikte olmak, en büyük mutluluktu.
Ve o günden sonra, ne zaman gökyüzünde parlayan bir ışık yolu belirse, ormanın hayvanları başlarını kaldırır, gülümserlerdi. Çünkü onlar, kalplerindeki ışığın peşinden gitmeyi hiç bırakmamışlardı.
SON
Kullanıcılar bu masalı da beğendi: Çocuklara Masal