Keloğlan ve Sihirli Şelale
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, yemyeşil vadilerle çevrili bir köyde Keloğlan yaşarmış. Annesiyle birlikte yaşadığı evleri küçükmüş ama içi sevgiyle doluymuş. Her sabah erken kalkar, su testisini alır, köyün yakınındaki dereden su getirirmiş.
Bir gün dere kurumuş. Keloğlan testisini doldurmak için ne kadar uğraştıysa da bir damla bile su bulamamış. Köyün büyükleri toplanmış:
— Bu derenin kaynağı yukarıdaki Sarp Kaya'nın ardındaki Sihirli Şelale'dir, demiş yaşlı bir nine.
— Orası çok tehlikelidir, ama belki cesur biri şelaleyi tekrar akıtabilir...
Keloğlan düşünmeden atılmış:
— Ben giderim nine. Yeter ki köyümüzde yine su olsun.
Ertesi sabah sırtına azığını, eline bastonunu alıp yola koyulmuş. Dağlar aşmış, sarp kayalıklara tırmanmış. Gün batımına doğru, görkemli bir şelalenin başına ulaşmış ama… Şelale akmıyormuş. Sanki su gökyüzünde unutulmuş da aşağı inmeyi unutmuş gibi.
Tam o anda bir ses duymuş:
— Ey temiz kalpli insan, buraya neden geldin?
Keloğlan etrafına bakmış, ama kimseyi görememiş. Sonra bir ağacın dalında pembe tüyleri parlayan bir kuş görmüş. Konuşan oydu!
— Ben Renkli Kanat, bu şelalenin koruyucusuyum. Sular, insanların bencilliğinden dolayı küstü ve yukarıya çekildi. Ancak bir iyilikle yeniden iner.
Keloğlan hemen:
— Ne yapmam gerek? Köyüm susuz kaldı. Annem bile testisini dolduramaz oldu, demiş.
Renkli Kanat hafifçe kanat çırpmış:
— Aşağıdaki ormanda kaybolmuş küçük bir kaplumbağa var. Onu bul, yuvasına götür. Doğa sana cevabını verir.
Keloğlan hiç zaman kaybetmeden ormana inmiş. Çalıların altında kımıldayamayan bir kaplumbağa bulmuş. Sırtındaki kabuğu devrilmiş, kendi kendine dönemiyormuş.
— Korkma dostum, geldim! demiş Keloğlan ve kaplumbağayı usulca çevirip kucağına almış. Ormanın derinliklerinde bulduğu küçük göletin yanına bırakmış.
Kaplumbağa göz kırpmış:
— Teşekkür ederim. Ben de doğanın bir parçasıyım. Yardımına karşılık sana doğanın kapısını açacağım.
Tam o anda gökyüzü gürlemiş, bulutlar toplanmış. Keloğlan tekrar şelaleye döndüğünde, gözlerine inanamamış! Şelale, büyük bir coşkuyla yeniden akmaya başlamış! Sular köpürerek taşlara vuruyor, dere yeniden hayat buluyormuş.
Renkli Kanat bir kez daha konuşmuş:
— Ey Keloğlan, senin kalbin temiz olduğu için doğa seni dinledi. Bu şelale bir sırdır. Herkes onun suyunu kullanabilir ama sadece iyilik eden onu uyandırabilir.
Keloğlan sevinç içinde köyüne dönmüş. Dere yine çağlamaya başlamış. Herkes testisini doldurmuş, çocuklar su kenarında oynamış. Keloğlan ise hiçbir övgü beklememiş, sadece annesinin gülümsemesini izlemiş.
O günden sonra her yıl, şelalenin canlandığı gün "Doğaya Saygı Günü" ilan edilmiş. Keloğlan da doğanın dostu olarak anılmaya başlanmış.
Ve gökten üç damla düşmüş: Biri doğaya iyi davranana, biri susuz kalanı hatırlayana, biri de kalbi su gibi temiz olana…
SON
Kullanıcılar bu masalı da beğendi: Çocuklara Masal